404 | İzvit Haber İzvit Haber
Facebookta paylaş

BİR TELEFONLA HATIRALAR CANLANIR

Bugün Hayri aradı.
Hayri ilkokuldan sınıf arkadaşım.
Ama bizim arkadaşlığımız bir sırada beş yıl oturarak başladı. Beşinci sınıfa gelmişiz ve hâlâ aynı sırada oturuyoruz. Öğretmenimiz bir defasında yer değiştirmek istedi. Ayrı ayrı grup sıralarına oturmamızı istedi. Her ikimizde başladık ağlamaya. Boncuk gibi yaşlar dökülüyor gözümüzden. Aynı sınıftayız, sınıf arkadaşlarımız hep bildiğimiz konu komşumuzun çocukları. Onlarla da çok iyi anlaşırız lakin ben Hayri’den, Hayri benden ayrılıp başka sıralara oturtulmuştu. 
Beş yıl aynı sıraya oturan arkadaşlar ayrılmıştı sonuçta. Ağlıyorduk. Teneffüste de çıkmadık ağladık. Sınıf içinde kaybetmiştik birbirimizi.
Yeni ders başlamıştı biz yine ağlıyorduk. Kulakları çınlasın öğretmenimiz Mehmet Çiçek ağlayışımıza dayanamayıp tekrar bir sıraya oturmamıza izin verdi. Tabi sevinçten dört köşe oluyoruz.
Hayri ve ben derslerimize her zaman hazır geliyoruz ve sınıfın her zaman ileri ikilisiyiz. Öğretmenimiz de çalışkanlığımızdan bizi çok sevdiğinden eminiz. Tekrar bir araya gelişimizin baş sebebi de bu çalışkanlığımıza bağlı olduğu kesin.
Hayri ile çoğu akşamları da birbirimizin evine gidiyor yarınki derslerimize çalışıyoruz.  Köyde elektrik yok, ortada bir kutu üzerine gaz lambasını bırakıyoruz çevresinde ödevlerimizi yapıyoruz.
Biz ders çalışırken ailelerimizden de motivasyonumuzu bozacak ne bir davranış, ne de bir ses çıkmazdı. Ödevlerimizin bitiminde ise kimin evinde isek onun babası mutlaka bizlere birkaç soru sorar birkaç problem çözdürür, adeta ufkumuza yeni ufukların açılmasına vesile olurlardı. Ödevler bitince gaz lambası duvardaki çivisine veya özel olarak ağaçtan yapılmış lambalığa yerleştirilir odanın her tarafının aydınlanması sağlanırdı.
Tatillerde Hayri ile kuş yakalamak için “bedavra” kurar karatavuk adlı kuşlardan yakalardık. Hayri bugünkü telefon konuşmamızda bir rüya gördüğü söyledi. Başladı anlatmaya; “Bu gece rüyamda seninle bedevra kurduk. Üç taneydi. Üç bedavranın içinden üç tane karatavuk yakaladık. Sizin eve gittik. Annen, ablan, Mehmet, sen ve ben vardım. Karatavuklardan et tahranası yaptırdık. 
Annen soba üzerinde pişiriyordu. Üç tahranadan birer tane karatavuk uçup gitti. Sen hemen pencereyi kapadın tahrananın kokusu gitmesin diyorsun. Uçan karatavuklar pencereye yaklaşınca üç tane sinek olup cama yapıştılar. Hayır, olur inşallah.” dedi. Bende aynı dilekte bulundum. “Başınızda bir hal mi var diye aradım.” dedi. Teşekkür ettim. Olumsuz bir şeyin olmadığını belirttim. “Akşam yazmış olduğun ‘Bir Süt Tozu Hikayesi’ adlı yazını okumuştum, demek ki bilinç altında kalan olayların rüyaya dönüşmesi demek ki.” dedi. “Ha bu arada, sen, Ali Koyuncu ve bana görev verilmişti. Güneyyurt’a koşarak gidip torbalar içinde öğrencilere dağıtılacak çeyrek ekmekleri alıp gelmiştik.” dedi. Sonradan hatırladım.
Hayri, ilkokulu bitirince hemen Ermenek Ortaokuluna yazdırıldı. Ben ise bir okula gönderilmedim. Bir yılım boşa gitti. Bir sene sonra bende Güneyyurt Ortaokuluna kaydoldum. Hayri Akşehir Öğretmen Okulunu kazandı. Bir yıl sonra bende aynı okulu kazandım. Ne var ki öğretmen okulları, öğretmen lisesi durumuna dönüştü. Hayri mezun oldu bir yıl boşta kaldı. Daha sonra Adana Endüstri Mühendisliğine gitti. Bir yıl okuduktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Kadastro Mühendisliğini bitirdi. Ben üç yıl inşaatlarda çalıştıktan sonra Burdur Eğitim Enstitüsüne girdim. 1983 yılında Akdeniz Üniversitesi, Burdur Eğitim Yüksek Okulunu bitirerek öğretmen olup göreve başladım. Hayri de okulunu bitirmiş benden bir yıl sonra Kastamonu’da göreve başladı. Yıllarımızı devlete hizmet ederek geçirdik. Hayri benden üç yıl önce emeklilik hayatına geçiş yaptı. 2014 yılında da ben emeklilik hayatına girdim.
Hayri ile kopmadık hiç. Bu yaz yazdığım mektupların zarflarını pdf olarak bana gönderince o gençlik yılları gözümden akıp geçti. Hayri’ye Mardin’den, Konya Karapınar’dan yazdığım mektupların zarf görüntüleri şimdi bende saklı, asılları demek ki Hayri’de kendilerini koruyorlar.
Hatırlarımız bir telefonla yeniden canlanıyor. Hayri ne iyi ettin de aradın. Benim rahatsızlığım bazı şeyleri unutmama veya telaşemden fırsat bulamama gibi durumları ortaya çıkarmakta. 
İnşallah şu telefon mevzusunu unutmayacağım bundan sonra.
Eski günleri, unuttuklarımı yeniden yâd edeceğim.
Sağ olasın Hayri.
13.01.2019
Durmuş Ali Özbek
durmusaliozbek@hotmail.com

Hiç yorum yok:

| Copyright © 2001 İzvit Haber
Yönetim
rekmobi_23424212482.html