Bugün okuduğum bir haberde damla sakızının kilogram fiyatının 1100 liradan satıldığını okuyunca acaba yöremizde bu bitkiden yetiştirilemez mi veya var olan sakız ağaçlarından elde edilemez mi şeklinde düşündüm.
Damla sakızının nerelerde kullanıldığına şöyle bir baktım. Kurabiye, çörek ve sütlü tatlılara aroma yüklemek için kullanıldığı, çeşitli ülkelerde de damla sakızını tatlılarda, pasta yapımı ve şekerlemelerde, etli yemeklerde, ekmek yapımında, süt, su, yoğurt gibi yüzlerce çeşit yiyecek ve içecek içerisinde ve kozmetik ürünlerinde de kullanıldığı bilgisine ulaştım.
Ayrıca damla sakızının kimyasal bileşiminin % 97’sini reçine asitleri ve Mastikorezenler, % 1-3’ünü ise uçucu yağlar oluşturduğunu, dünya pazarında Chios Mastiha adıyla tanınan damla sakızının birçok kullanım alanı bulunduğunu ve başlıcalarının;
Naturel olarak çiğnenen damla sakızı sindirimi kolaylaştırırken, nefes açıcı etkide de bulunduğunu,
Düzenli olarak çiğnenmesi ağız ve diş sağlığı üzerinde çok olumlu etkiler oluşturması diş macunu yapımında da kullanıldığını,
Gıda sanayinde: Çiklet, reçel, dondurma ve sütlü tatlıların yapımında kullanıldığını,
Bazı içeceklere aroma kazandırılmasında kullanıldığını,
Sakız yağının antiseptik özelliği nedeniyle, yara merhemlerinin yapımında kullanıldığını,
Doğal damla sakızı kandaki kolesterol seviyesini düşürerek, kalp krizi ve yüksek tansiyon riskini azalttığını,
Damla sakızı ülser ve gastrite neden olan Helicobacter pylori’ yi öldürerek, söz konusu rahatsızlıkları tedavi ettiğini,
Kozmetik sanayinde kullanılan sakız yağı, cilt bakım kremlerinin yanı sıra UV ışınlarını emme özelliği nedeniyle güneş yağlarının bileşimine girdiğini,
Sanat eserlerinin korunmasında kullanılan çok özel bir cilanın (MEGILP) hazırlanmasında kullanıldığını öğrenmiş oldum.
Sakız ağacı Ermenek ve tüm köylerinde oldukça yoğun olarak yetişen bir (ağaç) bitki olduğunu bilmeyenimiz yoktur.
Sbide Antik Kenti – Yukarı Çağlar kitabımda köyden okuyan insanlara da kitabın son sayfalarında yer vermiştim. Bu okuyanlar listesi içinde köyden yetişen ilk iki öğretmenden biri olan Başer Hoca, öğretmen olduktan sonra bir daha köye gelmediği söylenir. Başer Hocanın köye geldiğini ben hiç görmeden Karaman merkezde vefat etmiştir.
Başer Hoca, Karaman merkezde öğretmenlik yapmış ve Karaman’da onu gören bir köylümüz sorar; “Neden hiç köye gelmiyorsunuz?” o da şöyle bir cevap verdiği rivayet edilir. “Yukarı Çağlar arazisi içinde bulunan sakız ağaçları ne zaman kesilir yok edilir, işte o zaman köye gelirim.” der.
Köy arazisi içinde yüzyıllık oldukça fazla sakız ağaçları bulunmaktadır. Bu sakız ağaçları üzerinde 1970’li yıllarda birkaç kişi Antep fıstığı aşılama çalışması yapmış lakin ürün vermediği gerekçesi ile üzerine gidilmemiştir. Ermenek Ziraat Müdürlüğü bünyesinde bir ekip oluşturularak aşılama ve denetleme gerçekleştirilmiş olsaydı belki de o sakız ağaçları günümüze yetişmiş bir sürü Antep fıstığının ulaşmasını sağlamış olacaklardı. Belki de köylü vatandaşa büyük ekonomik değer sağlayacaktı.
Başer Hoca, sakız ağaçlarının kesilmesini, belki de ekonomik değer sağlayan ağaçların dikilmesini arzuluyordu.
Okuduğum haberle konuyu bütünleştirirsem. Damla sakızının kilosunun 1100 liraya satılması beni Ermenek yöresinde bol miktarda yetişen sakız ağaçlarının sakızlarının ekonomik olarak değerlendirilmesini düşünmeye yöneltmiştir.
Sakız ağacı (Pistacia lentiscus L.) Sakız Adasında ve Akdeniz kuşağında yetişen bir bitki ve ürettiği kendine özgü kokusu olan bir reçine türü olduğuna göre; Ermenek Ziraat Mühendisliği bu konuyu ele alıp, köylerde sakız ağaçlarından sakız üretimi yönünde bir proje geliştirip halka yansıtılamaz mı? Yöremizde yetişen bu ağacın sakızları belki de daha değerli bir ham maddeyi ortaya koyamaz mı?
Arazi üzerinde bol miktarda bulunan ve sadece yakacak olarak kullanılan bu ağaçtan yeni yararlanma yöntemi ortaya çıkarılamaz mı?
Bu ağaçların gövdelerinde ve yaralanmış bölgelerinden oldukça fazla sakız damladığını görmeyen bir köylü yoktur. O çıkan sakızların mutlaka ekonomik anlamda bir değer içerdiği ortaya çıkarılabilir.
Yeryüzünde tüm varlıkların insan emrine verildiği ve bu varlıkların mutlaka bir işe yaradığını inancımız gereği bilmekteyiz. O halde tüm Taşeli yöresinde böyle bir bitkiden sakız üretilmesi ve yine insanlığın hizmetine sunulması sizce olumsuz bir durum olabilir mi?
Bende bir öğretmen emeklisi olarak Başer Hoca gibi köyüme gitmemezlik düşüncesini hiçbir zaman taşımadım, köyümden de kopmuş değilim. Sakız ağaçlarının da kesilmesi taraftarı da değilim.
Sonuç olarak;
1. Ermenek Kaymakamlığımız sakız ağaçlarının varlığı ve sakızının ekonomik değerini ortaya koyan bir projeyi Ermenek Ziraat Müdürlüğüne inceletmesi,
2. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitemizin konudan haberdar edilip, bu ağaçlardan elde edilen sakızların üniversite laboratuvarlarında incelenip, verilerin rapor doğrultusunda eğer yararlı bir sonuç ortaya koyarsa Taşeli yöresi insanlarının sofrasına taze bir ekmek olup, insanların refah ve mutluluğuna katkı sağlayacağı inancını taşımaktayım. 01.02.2017
Durmuş Ali Özbek
Hiç yorum yok: